Doğa yürüyüşü eğlenceli bir etkinliktir, ancak yeterli bilgiye
sahip olmazsak ve gerekli önlemleri almazsak tehlikeli durumlarla
karşılaşabiliriz. Öncelikle bilmeliyiz ki doğa yürüyüşüne tek başımıza
çıkmamalıyız. Böyle bir durumda mutlaka bir yakınımıza yürüyüş planımızla
ilgili bilgi vermeliyiz.
Ayrıca basit yaralanmalar için her zaman sırt çantamızda küçük
bir ilk yardım seti taşımalıyız.
Şehir merkezinden uzak kırsal bölgelerde cep telefonlarının
çekmediği alanlar olabilir. Ancak acil durumlarda haber vermek ve başka
özelliklerinden faydalanmak için cep telefonlarımızı yanımızda bulundurmamız
yararlı olacaktır. Ayrıca taşıdığımız basit bir düdük sayesinde kaybolma
durumunda yakın çevredeki insanlara sesimizi duyurarak yerimizin tespit
edilmesine yardımcı olabiliriz.
Yaban hayvanları (örneğin ayı, yaban domuzu, kurt, tilki, yılan)
doğada insanları fark ettiklerinde uzaklaşırlar ve sanıldığı gibi saldırgan
değillerdir. Kendilerini tehdit altında hissederlerse (örneğin yürüyüş yaparken
fark etmeden yavrularının arasına girersek) saldırgan davranabilirler.
Doğa yürüyüşü sırasında başka hayvanlar örneğin çoban köpekleri
yürüyüşçüler için daha büyük tehlike oluşturabilir. Yaban hayvanları gibi çoban
köpekleri de çoğunlukla bir sebep olmadan saldırmaz. Ancak korumakla yükümlü
oldukları sürü için tehdit oluşturabilecek bir durum fark ederlerse saldırgan
davranabilirler. Bunun için yürüyüş yaptığımız güzergahta bir sürüyle
karşılaşırsak çoban ile iletişime geçmeden sürünün içine girmemeliyiz.
Tek başına doğa yürüyüşünde
güvenliğine dair konularla ilgili bir hayli söz söyleyeceğiz; fakat öncelikle
yalnız gitmenin, grupla gitmekten daha güvenli olabileceğini belirtelim.
Grup İle Doğa Yürüyüşü
Grubun boyutu büyüdükçe bireylerin sorumluluğu azalıyor gibi
gelir. Malzemeleri taşımak paylaşılır, rahatınız ve güvenliğiniz için
başkalarına güvenirsiniz.
Fakat ya son dakikada Osman çantasını hafifletmek için ilk
yardım çantasını arabada bırakmaya karar verirse?
Gruplar tarafından verilen kararlar çoğu zaman acelece ve yanlış
bilgiye dayanan kararlar olur. Gruptaki üyeler birbirlerini karmaşık bir
rotanın o kadar kötü olmadığına ikna edebilir. Grup üyelerinden birisi
diğerlerinin yapabileceklerinden daha uzun yoldan gidilmesi konusunda baskı
yapabilir.
Tek Başına Doğa Yürüyüşü
Tek başınıza olduğunuzda ise sorumluluk sahibi kararlar
verebilirsiniz ve çoğunluk kabul etti diye zayıf gözüken bir planı kabul etmek
zorunda kalmazsınız. Diğer insanların zayıf karar verme yetisi sizi etkilemez.
Birçok insan tek başına gezilerin daha tehlikeli olduğunu
düşünür çünkü eğer burkulan bir bilek, yılan sokması, yanlış bir dönüş gibi bir
şeyin olması durumunda sizi bulmak ve yardım etmek için birilerinin gelmesi
daha uzun zaman alır.
Kritik tıbbi acil durumlarda yaralanmış bir doğa yürüyüşçüsünün durumunun kötüleşmesi hiç de uzun
sürmez.
Evde oturup tüm riski elimine etmek yerine, bazı becerileri
kazanmak, kötü ve istenmeyen durumlarda kalmanın olmasını engellemek için iyi
karar vermek ve şayet bu durumlar oluşursa bunlarla en iyi nasıl baş etmek
gerektiğini öğrenebilirsiniz.
Önlem yola çıkmadan önce gezinizi planlarken başlar.
Doğa Yürüyüşü Planlama
Acemi bir doğa yürüyüşçüsü eğer Kaçkarlar’da İki haftalık bir
gezi düzenlemeyi planlıyorsa ve günde 30 kilometre yürümeyi düşünüyor ve daha
önce de hiç bu bölgeye gitmemiş ise, büyük ihtimalle başını belaya sokacaktır.
Ama ben kendimle yarışmak istiyorum diyebilirsiniz! Doğada
kendinizle yarışmanın yüksek risk almadan pek çok yolu vardır. Birçok insan
kendi yetenekleri ve kabiliyetlerine uygun rotalarda bile sürprizler, riskler
ve zorluklarla karşılaşmaktadır.
Bir şekilde orada olmak, tahmin etmediğiniz hava ve yol
koşullarıyla uğraşmak ve yalnızlığa, boşluğa alışmak en maceracı ruhları bile
tatmin etmeye yeter.
Bir zorluğun altına girmeden önce bu riski alarak ne
kazanacağınızı düşünün. Alacağınız risklerle kendinizi rahat hissedebilecek
misiniz? Yapılması gereken kendi yetilerinize uygun bir seviyede doğa yürüyüşü
tecrübesi yaşayacağınız bir yer seçimidir.
Bölge Seçimi
Özellikle tek başına yapacağınız ilk faaliyette daha önceden
bildiğiniz bir yere gitmenizi tavsiye ederim. Eğer daha önceden bildiğiniz bir
bölgede bir şeyler ters giderse, bundan kurtulmak için kendinizi daha özgüvenli
hissedersiniz.
Zaman
Ne kadar zamanınız olduğunu ve ne kadar uzunlukta doğada kalmak
istediğinizi düşünün. Kendi başınıza üç saatten daha fazla doğada yürüyüş
yapamayacağınızı görebilirsiniz. Eğer durum böyle ise size uygun günlük bir
doğa yürüyüşü planlayın.
Eğer birkaç günlük bir gezi yapmak istiyorsanız, bir gece
kalmalı bir planla başlayın. İlk gezilerinizi, malzemelerinizin tam anlamıyla
fonksiyonel olup olmadığını test etmek ve kendi başınıza kamp yapmanın ve
doğada yürümenin nasıl bir duygu olduğunu hissetmek için kullanın. Gene
yetilerinizin el verdiği limitler içinde çalışın.
Arazi Yapısı
Arazinin yapısını düşünün. Rahatlıkla doğa yürüyüşü
yapabileceğiniz bir rotayı kendinize seçin. Örneğin yükseklik korkunuz varsa
yüksek bir kanyon duvarının kenarından paralel geçen bir rotadan uzak durun.
Aynı zamanda düz bir zeminde, kayalık ve dik bir bölgeden veya
dik çarşaklı (genellikle dağlarda, büyük kaya kütlelerinin, duvarların
aşağısında bulunan, kaya bloklarından kopmuş, parçalanarak ufalanmış taşlarla
örtülü yamaç.) bir yamaçtan çok daha uzun yol kat edebileceğinizi unutmayın.
Alanın haritasını iyi çalışın ve orada daha önce bulunmuş
insanlarla konuşarak nasıl bir arazi tipiyle karşılaşacağınızı belirleyin.
Mevsim
Bunun dışında mevsim de rotanızın şartlarını etkiler. Örneğin
çölde yapacağınız bir gezinin, bölgede yaz mevsiminin en sıcak dönemine isabet
etmemesi iyi olur. Eğer yüksek dağlık bir alanda yürüyüşünüzü yapacaksanız,
ilkbaharın ilk zamanlarında derin kar ve çığ koşullarının uygunluğunu
beklemelisiniz. Faaliyetinizin planlanmasına dikkatli bir
şekilde önem verin. Haritalara ve rehber kitaplara bakmak ve bölgede daha önce
bulunmuş kişilere danışmak iyi bir fikirdir.
Birkaç tane günübirlik doğa yürüyüşünden sonra, gece kalmalı bir
faaliyeti düşünmeye başlayın. Kendi başınıza rahatlıkla yönünüzü bulmayı
öğrenip kamp malzemelerine de alıştıktan sonra daha uzun süreli doğa
yürüyüşlerine hazırsınız demektir.
Bilinen Yolları Tercih Edin
Ama gene makul bir uzunlukta ve az riskli araziye sahip rotaları
planlayın. Eğer açık arazide yol dışından kros yapmak istiyorsanız, yani yoldan
çıkıp kendi rotanızı çizecekseniz, bilin ki yapmak istediğiniz bu iş risklidir.
Bilinen yolları araştırmakla kıyaslarsak, kaybolmuş bir yürüyüşçüyü yolu
olmayan arazilerde aramak, kurtarma ekipleri için zordur.
Bilenlere Danışın
Eğer tam olarak nereye gideceğiniz konusunda bir fikriniz yoksa
ilk olarak doğa sporları malzemesi satan yerlere gidebilirsiniz, burada çalışan
insanlar size çevredeki rotalar ve parkurlar hakkında ilk elden bilgi
verebilirler.
Rehber kitaplar ve Orman Bakanlığının bölgesel ofisleri ile
milli park istasyonları size bilgi verebilirler. Bölgesel dağcılık, kampçılık
ve doğa yürüyüş kulüpleri ile koruma organizasyonlar, çoğu zaman çok iyi
tavsiyelerde bulunurlar.
Yakınlarınızı Rotanızdan Haberdar Edin
Nereye gitmeye karar verirseniz verin yapacağınız en önemli şey
ailenize ve arkadaşlarınıza yapacağınız seyahatin programını yazılı olarak
bırakmaktır, aynı şekilde eğer varsa milli park ofislerine de seyahat
planınızın bir kopyasını bırakın. Bu seyahat programımda, gerçekleştirmeyi
düşündüğünüz rotayı, her gece nerelerde kamp yapmayı ve ne gün dönmeyi
planladığınızı yazmalısınız.
Kurtarma Operasyonunu Kolaylaştırın
Çadırınızın rengi, eğer varsa özel bir tıbbi durumunuz bunun ne
olduğu ve arabanızı rotanın yakınında bir yere park edeceksiniz plakası gibi
bazı bilgi de seyahat programında belirtilmesi son derece önemlidir.
Bunlar olası bir kurtarma operasyonunu çabuklaştırırlar. Eğer
bir sorun yaşarsanız ve geri dönemezseniz, bilirsiniz ki evde birileri bir
arama başlatabilir ve en azından sizi nerede bulabilecekleri konusunda bir
fikirleri olabilir.
Günübirlik kısa yürüyüşlerde bile her zaman birilerine nereye
gittiğinizi söylemenizde fayda vardır. Benim ailemde her birey ne zaman
çıktığını, nereye gittiğini ve ne zaman döneceğini yazıp bu notu mutfakta
buzdolabının üzerine yapıştırma alışkanlığına sahiptir.
Güvenlik Önlemi Mi yoksa Yanlış Güvenlik Anlayışı Mı?
Doğa yürüyüşçüleri her zaman güvenlikleriyle ilgili bir korkuyu
yanlarında taşırlar. Bazen tanımadıkları yabancı bir bölgede seyahat
ediyorlardır ve önlerinde nasıl bir hava, vahşi yaşam veya arazi yapısının
olduğunu bilmediklerinden dolayı korkarlar. Bazen de diğer insanlardan
korkarlar.
Eğer vahşi doğaya gidiyorsanız ve özellikle de tek başına
gidiyorsanız, başınıza gelebilecek muhtemel bir saldırıda kendinizi
koruyabileceğinizi hissetmeniz önemlidir.
Güvenlik için yanınıza nasıl bir önlem alacağınıza karar vermek
tamamen planlama kısmında yapılması gerekir. Şimdi insanların kişisel güvenlik önlemi
olarak vahşi doğaya beraberlerinde götürdükleri üç farklı önlemden bahsedelim.
Doğa Yürüyüşünde Köpekler
Köpeğinizin her zaman tasmalı ve ses kontrolünüzde olduğundan emin
olun.
Birçok yürüyüşçü doğa seyahatlerini köpek partnerleri ile
yapmayı tercih etmektedir, köpeklerinin kötü niyetli insanlardan gelecek olan
tehlikeyi sezeceğini ve saldırganı uzaklaştıracağını düşünmektedir.
Aynı zamanda vahşi hayattan gelebilecek tehlikelere karşı da
etkili olabileceklerine inanırlar. Gerçekte ise köpekler güvenliği bir ölçüde
sağlamakla birlikte bu köpeğine ve bulunulan duruma göre değişmektedir.
Köpekler Müthiş Yoldaşlardır
Benim inancım, köpeklerin, koruyucu olmalarından çok insanda
uyandırdıkları güvenlik duygusudur. Köpekler müthiş yoldaşlardır ve bir geziyi
daha eğlenceli hale getirebilirler, ama bir boz ayıdan veya silahlı bir
saldırgandan gelebilecek bir saldın için de bir koruma sağlayamazlar.
Aynı zamanda köpeklerin büyük bir sorumluluk olduğunu unutmayın.
Köpeğinizin güvende ve sağlıklı olması ve başkaları rahatsız etmediğinden emin
olmak sizin sorumluluğunuzdadır.
Eğer köpeğinizi güvenlik için ve size arkadaş olması için
götürüyorsanız sorumlu bir sahip olun köpeklerle ilgili kurallara uyun ve
köpeğinizin diğer yürüyüşçüleri rahatsız etmediğinden ve doğaya zarar
vermediğinden emin olun. Doğaya çıkarılacak köpeklerin her zaman çok sıkı bir
ses kontrolü altında olmaları gerekmektedir.
Doğa Yürüyüşünde Silahlar
İnsanlar bana doğa yürüyüşlerinde silah taşıyıp taşımadığımı
sorduklarında üstünü vurgulayarak “Hayır!” diyorum. Her ne kadar vahşi hayattan
gelebilecek tehlikelere karşı silah taşımak Kaçkarlar gibi yerlerde güvenli
olsa da, bana göre siz ve çevrenizdekiler için tehlikelidir.
Aslında doğada bu konuyla ilgili bazı trajik olaylara
rastlanmış. Fakat bu olaylar çok seyrektir ve birçok durumda beklenilmeyen ani
saldırılar şeklinde vuku bulmuştur; eğer kurbanın silahı olsaydı bile bu
saldırılar büyük ihtimalle engellenemezdi.
Lütfen Silahı Evde Bırakın
Şayet bir avcılık gezisine çıkmadıysanız lütfen silahı evde
bırakın. Milli parklarda ve umuma ait bazı alanlarda silah taşımanın yasak
olduğunu unutmayın.
Gerçekte zaten silah taşıdığınızın farkına varın: Yürüyüş
batonlarınız, biber spreyiniz veya cep bıçağınız gerektiğinde sahip olduğunuz
ve ihtiyaç duyduğunuz birer silahtır. Bunların yanında kişisel savunma sporları
dersi almak isteyebilirsiniz.
Eğer birkaç ufak yetiyle ve genel görüşle silahlanırsanız
kendinizi belinizde 44’lük bir silah taşıdığınızdan daha güvende hissedip daha
rahat dinlenirsiniz.
Doğa Yürüyüşünde Cep Telefonları
Eğer cep telefonu taşımaya karar verirseniz, diğer yürüyüşcülere
saygısızlık yapmamak için patikadan çıkıp etrafta kimse yokken telefon
görüşmelerini yapmalısınız.
İletişim teknolojisi geliştikçe cep telefonları da sayısı artan
bir şekilde doğa yürüyüşçülerinin çantalarında yerini buluyor.
Cep telefonları yürüyüşçülerin hayatlarını medeniyete bağladığı
için yola telefon almadan çıkmak istemiyorlar.
Acil bir durum olduğunda yardımın daha çabuk ulaşacağına
inanarak bazı tek başına doğa yürüyüşçüleri telefonla kendilerini daha güvenli
hissediyorlar. Bazı durumlarda telefonlar yürüyüşçülerin sağ salim geri
dönmesine yardımcı olmuştur ama, gerçekte cep telefonları çok da güvenilir
değildir ve yanlış bir güvenlik hissi verirler.
Eğer tehlikeli bir durum olursa her zaman arayabilirim diye
düşünerek daha zor bir rotayı denemeye veya normalde kaldığınızdan daha uzun
süre kalmaya yeltenirseniz kendinizi çok tehlikeli bir duruma sokarsınız. Cep
telefonunuz özellikle dağlık alanlarda ve boş yaban alanlarda çalışmayabilir.
Telefon Her Zaman Çare Olmayabilir
Aynı zamanda tüm acil durumlar telefon etmekle çözülmeyebilir;
birçok tıbbi acil durum anında müdahaleyi gerektirir. Arama kurtarma ekipleri,
hemen aranmış olsa dahi hava veya arazi koşullarından ötürü hızlı bir şekilde
sizi kurtaramayabilirler.
Aynı zamanda gerçekte yardıma ihtiyacı olmayan ama sadece
yorulmuş ve acıkmış olan ve bu yüzden yardım çağıran bazı yürüyüşçülerden
ötürü, kurtarma ekiplerinde gitgide büyüyen bir endişe mevcuttur.
Çok küçük rahatsızlıkları olan doğa yürüyüşçüleri için çok
pahalı ve çok riskli aramalar yapılmıştır. Eğer telefonunuzu yanınıza
alıyorsanız lütfen gerçek acil durumlarda onu kullanın.
Doğa Yürüyüşünde Yetenekler
Köpek, silah veya cep telefonunun da ötesinde, doğa
yürüyüşlerinde kendinizi daha güvenli hissedebilmek için sizi tehlikeli
durumlardan uzak tutacak gerekli bilgilerle donanın.
İşte bu bölümde tek başına doğa gezgininin ihtiyaç duyduğu bu
bilgilerden bahsedeceğiz: harita ve pusla, rota bulma ve nehir geçişleri.
Doğa Yürüyüşünde Harita ve Pusula Kullanımı
Kaybolmamak için en iyi yöntem bir harita getirmek ve onun nasıl
okunması gerektiğini bilmektir.
Özellikle günübirlik doğa yürüyüşlerde, haritasız gitmek veya
sadece milli park ofisinden patika bilgisini içeren broşürü almak çekici
gelebilir!
Doğa Yürüyüşüne Çıkmadan Topoğrafik Harita Bulun
Bunlara dikkat edin: Size bölgenin genel özelliklerini verir ama
yönünüzü bulabilmeniz için yeterli detayı vermez. Nereye giderseniz gidin
gittiğiniz yerin topografik haritasını bulmaya çalışın. Bu haritalar göller,
nehirler, patikalar, yollar, enerji hatları veya binalar gibi arazinin temel
özelliklerini gösterirler.
Haritadaki çizgiler (eş yükselti eğrileri) aynı yükseklikteki
yerleri gösterir ve birbirine bağlar, böylelikle arazinin şeklinin nasıl
olduğunu anlayabiliriz. Birbirine çok yakın olan çizgiler kayalıklar gibi çok
dik alanları gösterir, birbirinden uzakta olan çizgiler ise daha düzlük olan
alanları gösterir.
Harita dükkanları, harita firmaları, milli park ofisleri,
dağcılık klüpleri, doğa sporu malzemeleri satan dükkanlar ve hükümet daireleri
(harita genel komutanlığı, üniversitelerin jeoloji bölümleri) topografik
haritalar için iyi kaynaklardır. Popüler milli parklarda veya büyük doğa
sporları malzemesi satan mağazalarda harita stantlarına bakabilirsiniz.
Haritanızı İncelemeden Çıkmayın
Topografik Harita
Evinizi terk etmeden önce haritanızdan potansiyel su
kaynaklarını ve kamp yerlerini belirleyin. Yürüyeceğiniz rotayı patikadaki
çıkışlara ve dik inişlere ya da nerede nehri geçmeniz gerektiğine bakarak
tanıyın. Rotanız üzerindeki önemli noktaların ne kadar uzakta olduğunu
belirleyin.
Örneğin rotanın başlangıcından ilk su kaynağına kadar olan
uzaklık kaç kilometre? Doğa Yürüyüşü yapacağınız rotayı daha önceden tanımak
rotayı bulmak için yapmanız gereken ilk iştir.
Haritanızı Sık Sık Kontrol Edin
Yapmanız gereken ikinci iş, geziniz boyunca sık sık haritanıza
bakmanızdır. Patikadaki işaretler size bir şey ifade ediyor mu? Haritada
gördüğünüz önemli noktalar patikada gördüklerinizle uyuşuyor mu?
Eğer hiçbir şey işe yaramazsa navigasyon yetilerinizi ilerletmek
için bir pusula kullanın.
Pusulasız Çıkmayın
Basit bir pusula en temel ihtiyaçtır
Basit bir pusula sizin bütün navigasyon ihtiyaçlarınızı
karşılayacaktır. İlk olarak hangi yöne doğru gideceğinizi bulmakla başlayın.
Pusulayı avucunuzda düz bir şekilde tutun ve gideceğiniz yöne
doğru pusulanın hareket yönü okunu getirin.
Puslanın manyetik kuzeyi gösteren kırmızı oku, bunun hemen
altında bulunan navigasyon okuyla üst üste gelene kadar kadranı çevirin.
Gideceğiniz yön (açı cinsinden gösterilir ve hareket açısı-kerteriz açısı
olarak isimlendirilir) kadranın üzerinde bulunan işaret tarafından gösterilir.
Kerteriz
Kerteriz almak en iyi şekilde öğrenilmesi gereken en önemli
pusula yetisidir. Bu teknik nereye gitmek istediğinizi bildiğinizde fakat
yolunuz engellendiğinde faydalıdır.
Örneğin açık alanda bulunduğunuz yerden gitmek istediğiniz bir
sırt hattını görüyorsunuz fakat buraya gitmek için yoğun bir orman geçmeniz
gerekmekte. Eğer kerteriz alırsanız gitmek istediğiniz sırt hattına orayı
görmeseniz bile gidebilirsiniz.
Kerteriz Alın
Kerteriz almayı deneyin. Bunu her yerde deneyebilirsiniz, arka
bahçenizde bile. Dışarıya çıkın ve gitmek istediğiniz büyük bir ağaç gibi bir
objeyi seçin. Pusulayı avucunuz içinde tutun ve hareket yönü okunu gitmek
istediğiniz ağaca doğru çevirin.
Puslanın kadranını navigasyon oku manyetik kuzey okuyla üst üste
gelene kadar çevirin. Kerteriz açısını okuyun. Eğer bu kerteriz açısı
doğrultusunda yürürseniz sonunda gitmek istediğiniz ağaca ulaşırsınız.
Eğer gitmek istediğiniz yerden çok uzaktaysanız, yolunuz
üzerindeki başka bir objeyi kerteriz olarak alın ve buraya doğru yürüyün.
Seçtiğiniz bu noktaya geldiğinizde gitmek istediğiniz yöndeki başka bir objeyi
kerteriz olarak alın ve buraya doğru yürüyün.
En sonunda gitmek istediğiniz son noktaya ulaşırsınız.
Kerteriz Nedir?
Kerteriz, herhangi bir cismin yönü ile esas alınan yön
arasındaki açı. Esas alınan yön, bir kişinin yüzünün dönük olduğu yön, bir
teknenin yönü veya kuzey olabilir. Kuzeyin esas alınması durumunda, buna hakiki
kerteriz denir. Kerteriz ölçümü için açı ölçmekte kullan herhangi bir araç
kullanılabilir.
Doğa Yürüyüşünde Rotayı Bulmak
Tek başına doğa yürüyüşçüsü için en büyük sorumluluk nereye
gittiğinize ve nerede bulunduğunuza dikkat etmektir.
Kendinizi çok rahat bir şekilde adımlarınızın ritmine ve
bozulmamış doğanın güzelliğine kaptırabilirsiniz. Her yönüyle Doğa
yürüyüşünüzden zevk alın ama güvenliğinizi ihmal etmeyin. Her çeyrek
kilometrede nerede olduğunuzu ve nasıl hissettiğinizi şöyle bir düşünün,
gerekirse bir yere not edin.
Hala doğru patikada mısınız?
Rotanızın nereye doğru gittiğini söyleyebilir misiniz? Hâlâ
yürüdüğünüz arazi tipi sizin yetilerinizin sınırları içinde mi? Yolunuz
üzerindeki dikkat çekici sırtlar, vadiler, dereler ve garip kaya oluşumları
gibi objelere dikkat edin. Eğer geldiğiniz yerden geri dönmek zorunda
kalırsanız bu objeleri hatırlamak yolunuzu bulmaya yardımcı olacaktır.
Amblemlere Dikkat Edin
Patikalar çoğu zaman yol üzerindeki ağaçlar ve kayalar üzerinde
bulunan boyanmış sembollerle gösterilmektedir.
Arazide bulunan oluşumlara, yaklaşık olarak ne kadar geldiğinize
ve ek olarak rota üzerinde bulunan işaretlere dikkat etmeye önem
göstermelisiniz.
Patikalar genellikle amblemler veya boyayla yapılmış oklarla
işaretlenmiştir.
Ağaçsız bölgelerden geçen patikalarda rotalar, üst üste konmuş
baba adı verilen taşlarla işaretlenmiştir.
Eğer emin olmadığınız ve kafa karıştırıcı bir yol ayrımına
gelirseniz durup haritanızdan bilgi alın.
Babalara Dikkat Edin
Ağaçsız alanlarda rotalar genellikle baba adı verilen üst üste
konulmuş taşlarla belirlenir.
Patika üzerinde bir babadan bir sonraki babayı görebilmeniz
gerekmektedir.
Eğer babayı göremezseniz hemen durun ve çevrenizi araştırın.
Hiçbir zaman amaçsızca rotayı bulmak için dolanmayın.
Tek başına doğa yürüyüşçüsünün hatırlaması gereken en önemli şey
haritaya, araziye, ne kadar yol yaptığına, arazideki dikkat çekici objelere ve
işaretlere dikkat etmesi gerektiğidir.
Doğa Yürüyüşünde Nehir Geçişleri
Nehir geçişleri doğa yürüyüşünün doğal olarak en tehlikeli
kısmıdır ve özellikle tek başınıza geziyorsanız çok daha fazla tehlikelidir.
Başkalarıyla birlikte olduğunuz zaman nehir geçerken
diğerleriyle zincir oluşturarak partnerlerinize destek olmanız mümkündür ve bir
şekilde düşerseniz diğerlerinin size yardım edeceğini bilirsiniz.
Tek başına doğa yürüyüşçüsünün böyle lüksleri yoktur.
Birçok patika sisteminde suyun geçildiği yerlere köprüler
yapılmıştır. Her zaman yerel park korucularına suyun aktığı yerlerde köprülerin
durumu hakkında bilgi almak, sağlam yapılar şeklinde mi yoksa bir ağaç
kütüğünden mi ibaret olduğunu sormak iyi bir fikirdir.
Başka Geçiş Opsiyonlarını Değerlendirin
Eğer bir ağaç kütüğü üzerinde dengede durma konusunda kendinizi
rahat hissetmiyorsanız, özellikle bu kütük köprünün dar ve kaygan olduğu
şeklinde bir bilgi alırsanız rota üzerindeki başka geçiş opsiyonlarını veya
diğer rotaları sorabilirsiniz.
Eğer rotanız köprüsü olmayan bir nehrin geçişini içeriyorsa,
nehri geçmenin sizin yetilerinizin sınırları içinde olduğuna ve bu geçişi rahat
yapıp yapamayacağınıza siz karar vereceksiniz. Sığ bir dere taşlar üzerinden
zıplayarak geçilebilir ama dikkatli olun!
Nehir geçişlerini hafife almayın
En ufak bir dere bile kaydığınızda tehlikeli olabilir ve
normalde sessiz olan dereler yağmurdan sonra azabilir. Nehir geçişlerini hafife
almayın, suya saygıyla yaklaşın.
Eğer bir nehri geçmeye karar verirseniz kullanacağınız teknik
tüm derinliklerdeki nehirler için aynıdır. İlk olarak nehrin kenarında
yürüyerek geçiş için keşifte bulunun. Beysbol topu büyüklüğündeki taşları suya
atarak derinliğin ne kadar olduğunu anlamaya çalışın.
Nehir Ne Kadar Darsa Akıntı O Kadar Fazladır
Yankılı gelen “plop” sesi suyun derin olduğunu gösterir. Eğer
nehir birkaç kanala ayrılmışsa en geniş ve sığ olanları bulun. Genelde nehir ne
kadar darsa akıntının hızı o kadar fazladır.
Ayağınızı ıslatmadan önce çantanızın bel kemerini açın ve omuz
kemerlerini gevşetin. Eğer sonunda yüzmeye karar verirseniz çantanızdan
kolaylıkla kurtulabilmek çantanın sizi dibe çekmesini önlemek açısından önemli
olacaktır.
Batonlardan Yardım Alın
Bir yürüyüş sopası veya bir çift baton nehir geçişi esnasında
size fark edilebilir bir denge ve kararlılık kazandıracaktır.
Nehir geçişi yaparken dayanıklı ayakkabı giyin, denge için yürüyüş
batonları kullanın ve eğer akıntı beklediğinizden daha hızlı ise geri dönmekten
korkmayın.
Bazı uzun geçişlerde su soğuk veya nehrin tabanı kaygan yahut
keskin olabilir. Ben yürüyüş botları yerine sandalet veya eski spor
ayakkabılarımla geçip yürüyüş botlarımın kuru kalmasını sağlıyorum.
Çıplak ayakla geçmeye çalışmayın; kayalar veya akıntının
taşıdıkları ayaklarınızı kesebilir aynı zamanda kaygan yüzeylerde çıplak ayak
yeterince iyi tutuş sağlamaz.
Geçerken karşı kıyıya odaklanın, suya akıntıya bakmayın, suyun
akışı büyük ihtimalle başınızı döndürecektir. Dikkatlice ve yavaşça adım atın.
Her adımın sağlam ve sizi desteklediğinden emin olduktan sonra diğer ayağınızı
yerinden kaldırın.
Değişen Su Yüksekliğini Hesaba Katın
Birçok dağlık alanda bulunan derede akıntının sabahları sığ
öğleden sonra güneşin karları eritmesiyle nehir yatağına eklenen suyla daha derin
olacağını aklınızdan çıkarmayın.
Eğer herhangi bir geçişte kendinizi endişeli hissediyorsanız bir
rota seçmek veya geldiğiniz yoldan geri dönmek akıllıca olabilir. Zorlayıcı bir
nehir geçişi ile karşılaştığınızda yüzmek yerine daha güvenli bir şekilde yaklaşmak
daha iyidir.
Bir nehir geçişinden vazgeçtiğiniz için kendinizi kötü
hissetmeyin, bunu herkes zaman zaman yapar.
Doğa Yürüyüşünde Sağlıklı Kalmak
Herhangi bir doğa yürüyüşünde güvenliğinizi tehlikeye atacak
çeşitli faktörler vardır.
Gelecek bölümlerde soğuk hava ve ayılar gibi çevresel risklere
burkulmuş bilek gibi sakatlıklardan ve hastalıklardan bahsedecek ve özellikle
avcılık sezonunda karşılaşabileceğiniz zararlı insanlar için alacağınız
önlemleri anlatacağız.
Tek başına doğa yürüyüşçüsüne yönelik potansiyel tehditler çok
gözükebilir, ama günlük hayatta aldığınız risklerin benzer bir listesini
düşünün. Şehirde ve kasabada yaşarken bulunan potansiyel riskler doğa
yürüyüşlerinde bulunan risklerin sayısını katbekat aşmaktadır.
Size bir şey olma ihtimali az olmasına rağmen gene de
sakatlıklara ve hastalıklara karşı hazırlıklı olmak gereklidir. Tek başına doğa
yürüyüşçüsü olarak problemler oluşmadan engellemek veya korunmak problem
olduğunda çözmekten daha kolaydır.
Doğa Yürüyüşünde Çevresel Riskler
Hava Durumu
En bariz çevresel risk fırtınalı havadır. Çünkü sıcak ve soğuk
hava yüzünden oluşan hastalıkların semptomlarını belirlemek zordur, bu nedenle
tek başına doğa yürüyüşçüsünün durumunu sıklıkla kontrol etmesi önemlidir. Her
doğa gezinizde en uç durumları bekleyin ve buna göre hazırlıklı olun.
Hipotermi
Soğuk, ıslak ve rüzgarlı şartlarla karşılaştığınızda vücudunuz
kaybedilen ısıyı karşılayabilmek için uç organlardaki kan akışını (ortama
verilerek kaybedilen ısıyı azaltmak için) yavaşlatır ve titreme (ısı oluşturur)
yapar.
Soğuk ortam, vücudunuzun kaybettiği ısıyı karşılamasından daha
çok ısı kaybına neden olursa hipotermik duruma girersiniz. Hipotermik durum 10
derece gibi sıcaklıklarda bile rüzgar, yağmur ve bitkinlik gibi nedenlerden oluşabilir.
Hipotermi, size sanki uzun süredir üşümüşsünüz gibi geldiğinde
siz farkına varmadan başlayabilir, bundan dolayı semptomlarının farkına varmak
zordur. Eğer titremeye başladıysanız, hissizleşme varsa ve yorgun
hissediyorsanız büyük ihtimalle hipotermik durumdasınızdır. Durum daha acil hal
almadan düzeltmeniz gereklidir.
Hipotermi Kötüleşirse Bilincinizi Yitirebilirsiniz
Hipotermi oluşmasını engellemek için sıcak ve kuru giysiler
giymek, bir şeyler yemek ve hareket etmek gereklidir. Yaptığınız hareketle
yediğiniz yemeğin dengeli olmasına dikkat edin. Eğer vücudunuz yakıtsız kalırsa
durumunuz çabuk bir şekilde kötüleşir. Hipotermik durum kötüleşirse titreme
geçer ve bilincinizi yitirebilirsiniz.
Özellikle yalnız olduğunuzda sıcak kalmaya çalışmak konusunda
hassas olmalısınız. Üşümeden önce sarınıp sarmalanın, uyku tulumu yedek
giysileri su geçirmez torbalar içinde saklayın, iyi beslenmiş ve iyi sıvı almış
durumda olun.
Acil durumda çadırın içine girip bir mum yakmak faydalı
olabilir. Küçük bir alev bile çadırın içini ısıtıp ıslak giysilerinizi
kurutabilir. Sadece mumun alevine dikkat edin çünkü çadırların çoğunun
yapıldığı madde oldukça yanıcıdır.
Sıcaklık Artışıyla İlgili Hastalıklar
Diğer bir konu da sıcaklık artışıyla ilgili hastalıklardır. Eğer
sıcak havada doğa yürüyüşü yapıyorsanız, bedeniniz vücut sıcaklığını 37 derece
civarında tutabilmek için çok çalışacaktır. Vücudunuz siz terledikçe ve nem
derinizden buharlaştıkça serinlemektedir.
Havanın nemi ve rüzgara maruz kalmak vücudunuzun doğal soğutma
işlevini etkileyebilir. Kuru ve rüzgarlı durumlarda vücudun soğutma işlevi daha
etkin bir şekilde çalışmaktadır fakat durgun ve nemli havada serin kalmak çok
daha zor olur.
Semptomlardan Herhangi Birini Gösteriyorsanız Hemen Bir Şeyler
Yapmalısınız
Vücudunuzun daha fazla sıcakla baş edemediğinin belirtileri
bacaklarınızda ve karında ağrılı kas spazmlarıdır. Eğer hemen bunlarla
ilgilenilmezse sıcaklık artışıyla ilgili hastalığınız ilerleyerek sıcaklık
bitkinliğine dönüşür. Bu durumda, cildinizin rengi solar veya kızarır ve nefes
alış verişiniz kesik kesik ve hızlı olur.
Bunların yanında baş dönmesi, dermansızlık hissi, mide bulanması
ve baş ağrısı yapabilir. Eğer bu semptomlardan herhangi birini gösteriyorsanız
hemen bir şeyler yapmalısınız.
Çok sıcak havalarda güneş gözlüğü, şapka ve kısa kollu tişört
giymek akıllıcadır. Güneş kreminizi de sürmeyi unutmayın.
Özellikle tek başınıza olduğunuzda devamlı bir şekilde kendinizi
kontrol etmeniz ve nasıl olduğunuzu değerlendirmeniz önemlidir.
Eğer gereğinden daha çok ısındığınızı düşünüyorsanız derhal
yürüyüşü bırakın. Hemen gölgeli bir yer bulun, ayaklarınızı bedeninizden
yüksekte bir yere koyun ve su için.
Su Kaybı (Dehidrasyon)
Eğer su kaynağının yakınlarındaysanız bandananızı ıslatıp soğuk
kompres yapın. Semptomlar geçene kadar doğa yürüyüşüne devam etmeyin, eğer çok
kötü bir şekilde su kaybı yaşadıysanız (dehidrasyon) bu durum sıcaktan
kaynaklanan bitkinliğin oluşmasını hızlandım ve tam anlamıyla iyileşmek on iki
saatten fazla zaman alabilir.
Eğer sıcak bölgelerde dolaşıyorsanız yaptığınız iş için uygun
giyinmek çok önemlidir. İnce pamuklu giysiler giyip şapka ve güneş gözlüğü
takın ve güneş kremi sürün. Sürekli bir şekilde sıvı alın ve terinizle
kaybettiğiniz elektrolitleri yerine koymak için tuzlu gıdalar tüketin. Gün
ortasında yürümeyin ve sık aralıklarla dinlenmek için mola verin.
Yıldırımlar
Yıldırım yüzünden ölümler hava durumundan kaynaklı ölümlerde
Amerika Birleşik Devletleri’nde bir numaralı nedendir ve doğa yürüyüşçüleri
için gerçek bir tehlikedir.
Yakınlarındaki bir yere yıldırım düşen birisi bu tecrübenin ne
kadar korkunç olduğunu çok iyi bilir. Yıldırımlarla baş etmek için en iyi
taktik sakınmaktır, bazen bir fırtınadan kaçmak için hiçbir yol yoktur;
fırtınadan kurtulmak için akıllıca davranmanın ve iyi şansın kombinasyonuna
bağımlısınız.
Denklemin şans kısmı konusunda tamamen kendi başınasınız, ama
size yıldırım çarpmaması için izlemeniz gereken stratejiler konusunda tavsiye
verebilirim.
Potansiyel Alanlardan Uzaklaşın
İlk düşen yıldırımın uzun objeler, su ve metale karşı eğilimi
vardır, bu nedenle bu üçünden uzak durun. Bu şu anlama gelmektedir; tepelerden,
dağ zirvelerinden, sırtlardan aşağı inin, göllerden uzakta durun ve açık
alandaki tek ağaçların yanına yaklaşmayın.
Çok şiddetli bir fırtınada, çantanızı sırtınızdan çıkarın ve ‘
yıldırım çarpması için güvenli pozisyon’a geçin
Eğer fırtına çok yakındaysa ve üzerinize yıldırım düşmesi
ihtimali gerçekten varsa, sırt çantanızı çıkarın ve ondan uzaklaşın. Çantanızda
ve çadırınızda bulunan metal malzemeler bir fırtınada yıldırım çekebilecekleri
için tehlikeli olabilir.
Yıldırım Mağaranın Ağzına Düşebilir
Çok derin olmayan bir mağaraya sığınmak her ne kadar çok cazip
gözükse de yıldırım mağaranın ağzına düşebilir ve eğer siz de yolu
üzerindeyseniz çarpılabilirsiniz.
Eğer mağaranın derinliği, ağzının boyunun üç katı ise o zaman
büyük ihtimalle güvendesiniz. Yapabileceğiniz en iyi iş aynı uzunlukta yoğun
bir ağaç grubunun içine girmektir. Mümkünse daha düşük bir yüksekliğe inin.
Yıldırım Çarpması İçin Güvenli Pozisyon
Eğer yıldırım çarpması ihtimali çok yüksekse (örneğin saçlarınız
elektriklenmiş ve dikilmişse) çantanızı sırtınızdan çıkarın ve matınızı açıp
üzerinde çömelin, böylelikle sadece botlarınızın tabanları mata değmektedir.
Her ne kadar bu duruşun etkinliğini test etmek zor olsa da buna
“yıldırım çarpması için güvenli pozisyon” denilmektedir.
Çığ
Tek başınıza dolaşırken tüm çığ koşullarından sakınılmalıdır.
Riskler çok yüksektir: Eğer bir çığa yakalanırsanız kimse sizi altından
çıkarmak için orada olmayacaktır.
Eğer çığ koşullarının olduğu bir yerde dolaşıyorsanız (baharda
yüksek dağlık alanlar), çığla ilgili bilgilendirici dersler almak ve arazideki
kar koşullarına göre çığ düşme riskinin nasıl tayin edileceğini öğrenmek
akıllıca bir fikirdir.
Doğa Yürüyüşü Hayvanlar
Vahşi doğal hayatla ilgili konularda tek başına doğa
yürüyüşçüleri genelde gruba göre daha avantajlı konumdadır; çünkü yalnızken
çevremizde olup bitenleri daha iyi algılarız. Doğadan gelen seslere, bastığımız
yerlere ve tutunduğumuz şeylere daha çok dikkat ederiz.
Diğer taraftan ayılar, dağ aslanları gibi daha büyük memelilere
gelince çok net bir şekilde dezavantajlı durumdayız. Bir grubun kızgın vahşi
hayvanları korkutup uzaklaştırma, ürkmemeleri için onları insan varlığından
haberdar etme şansı daha yüksektir şüphesiz.
Ayılar, Yılanlar ve Örümcekler
Bu bölümde ayılar, yılanlar ve örümcekler hakkında konuşacağız;
fakat potansiyel tehlikeli hayvanların listesi burada bitmiyor. Keneleri,
timsahları, dağ aslanlarını, kurtları, yaban domuzlarını, geyikleri ve evcil
sığırları düşünün.
Milli park görevlilerine veya bölgede yaşayan yöre halkına Doğa
yürüyüşü yapacağınız bölgede yaşayan potansiyel tehlikeli hayvanlar hakkında
danışın. Özellikle eğer bilmediğiniz bir bölgede dolaşacaksanız, bölgedeki
vahşi doğal hayat hakkında kendinizi eğitmeniz akılıca.
Hayvanların bıraktıkları izlerin nasıl göründüğünü, nasıl
bölgelerde yaşamayı tercih ettiğini ve onları kızdırmaktan sakınmak için nasıl
davranmanız gerektiğini öğrenin.
Ayılar
Türkiye’de Karadeniz’in birçok bölgesinde çok yaygın olarak
bulunan kara ayı doğa yürüyüşçüleri tarafından en çok korkulan hayvandır.
Bir çok kara ayı cinsi insanlardan korkmasına rağmen, bazı
ayılar -özellikle daha önce insanların yiyeceklerini yemiş olanlar- cesur ve
saldırgan olabiliyorlar. Eğer ayıların bulunduğu bir bölgede Doğa yürüyüşü
yapıyorsanız onlara dikkat edin ve eğer birini görürseniz ona yaklaşmayın.
Ses Çıkararak Ayılara Varlığınızı Duyurun
Ayılarla karşılaşabileceğiniz en tehlikeli durum anne ve yavru
ayıları aniden korkutmak veya aralarına girmektir. Bu durumlardan sakınmak için
devamlı tetikte olmalı ve ses yaparak ayıları sizin varlığınızı anlamasını
sağlamalısınız.
Ayıların bulunduğu bölgelerde doğa yürüyüşü yapan yürüyüşçüler
çantalarına ufak çanlar bağlamaktadırlar; ama yapılan araştırmalara göre
ayıların bu sesleri geri plandan gelen sesler olarak algıladıkları
anlaşılmıştır.
Kendi Sesinizi Kullanın
Bir ayı için zilin çınlaması ona kuşların cıvıldaması, suyun
şıplaması veya yaprakların hışırdaması gibi geliyor, oysa bir insanın
yaklaştığında çıkaracağı ses gibi değil.
Bir ayının sizin varlığınızı algılaması için kullanacağınız
insanlara özgü araç, sesinizdir. Bunun tek başınızayken çok zorlayıcı bir iş olduğuna
şüphe yok. İlk başlarda kendi kendinize konuşmanızın veya şarkı söylemenizin
delilik olduğunu düşünebilirsiniz ama bunun sizi durdurmasına izin vermeyin.
Bir anne ayının saldırgan bakışındansa yanınızdan geçen başka
bir yürüyüşçünün garip bakışları daha iyidir.
Uzun tırmanışlarda şarkı söylerken zorlanabiliyor olabilirsiniz;
benim genelde şarkı söyleyişim yoruldukça kötüleşir, şarkı parçalar halinde
gelir ve her nefes alışta bir parçasını söylerim! Elinizden gelenin en iyisini
yapın, sık dinlenin ve devamlı tetikte olun.
Ayı Görürseniz Ondan Uzaklaşın
Ekseriyetle Doğa yürüyüşçüleri ayı gördüklerinde, onu uzaktan
görürler ve genellikle ayı geriye dönüp ormanın içine girer. Eğer uzaktan bir
ayı görürseniz (farz edelim 100 metre ilerde) ona yaklaşmayın. Onun
uzaklaşmasını bekleyin veya rotanızı değiştirin ve ona yaklaşmaktan sakının.
Eğer bir ayıya yakın mesafede karşılaştıysanız, hemen durun;
ayının sizin insan olduğunuzu anlaması için sakin ve yüksek sesle konuşmaya
başlayın ve ellerinizi başınızın üzerinde sallayın.
Diğer hiç bir hayvan insanlar gibi ellerini sallamazlar,
böylelikle hemen ayı sizim farklı, bir şey olduğunuzu algılayacaktır. Yavaşça
ayıdan uzaklaşın. Bu noktada genellikle ayı sizin insan olduğunuzu anlayıp
rahat bırakacaktır.
Cenin Pozisyonu Alıp Ölü Numarası Yapın
Eğer bir boz ayı sizi tehdit olarak algılarsa size blöf yapıp
saldırmaya çalışabilir; bu, ayı size doğru koşacak ve size az kala duracak veya
geri dönecek demektir. Kulağa geldiği kadar korkutucudur, bulunduğunuz yerde
kıpırdamadan durmak gereklidir.
Boz ayıyla fiziksel temas durumunda yere düşüp cenin pozisyonu
alıp ölü numarası yapın.
Bir Ayıdan Kaçmanız Mümkün Değildir
Eğer bir kara ayı size saldırırsa, yürüyüş batonlanızla,
çakınızla, taşla veya ne bulursanız onunla ona saldırın. Hiçbir koşulda
çantanızı bırakıp kaçmaya kalkışmayın.
Bir ayıdan kaçmanız mümkün değildir ve eğer ayı çantanızdan
yiyecek ödülünü almayı başarırsa, yanında yiyecek bulunan insanlardan bu
şekilde yiyecek elde etmeyi çok çabuk öğrenir ve bu davranışı karşılaştığı
yürüyüşçülerde de tekrarlar.
Ayıların bulunduğu bir bölgede seçtiğiniz kamp yerinin iyi bir
görüş alanına sahip olması önemlidir, böylelikle bir ayı yaklaştığında onu
görebilirsiniz.
Kamp Alanınızı Temiz Tutun
Aynı zamanda kamp alanını temiz tutmak ve yiyecek malzemelerini
çabucak toplayabilecek durumda olmak şarttır. Yiyecek malzemelerinizi etrafa
saçmaktan kaçının. Eğer bir ayı size yaklaşırsa çabucak toplanın, yiyeceğinizi
alın ve bölgeden uzaklaşın.
Yiyecek malzemelerini ayıdan uzak tutmak için geliştirilmiş
kutularda muhafaza edin ya da belli yükseklikteki ayı direklerine asın.
Ayıların bulunduğu bölgelerde genellikle bu tür olanaklar kamp yerinde
mevcuttur.
Kokusu olan diş macunu, böcek
uzaklaştırıcı sprey gibi malzemeleri de gıdalarla beraber saklamak akıllıcadır.
Ben her zaman temizlik malzemelerimin olduğu torbayı,
yiyeceklerimi, mutfak malzemelerimi ve çöplerimi çadırımdan yeterince uzak bir
yerde saklamaya çalışırım. Bir ayı için bütün bunların kokusu ilginç gelebilir
ve tatlarını denemek için kokunun kaynağını bulmaya çalışabilir.
Yiyecekleri Kamp Alanından Uzağa Saklayın
Güvenli bir kamp için yemek pişirdiğiniz yerin, yiyecekleri ve
diğer kokulu malzemeleri sakladığınız yerin ve çadırınızı kurduğunuz yerin bir
üçgen şeklinde ve birbirlerinden en az 100 metre uzakta olduğuna emin olun.
Malzemelerinizi ve giyeceklerinizi temiz tutmaya gayret edin, üzerinize veya
yere dökülmüş makarna parçalarını, fıstık ezmelerini temizleyin.
Bazı Doğa yürüyüşçüleri ayıların olduğu bir bölgede dolaşırken
yanlarında bir kutu biber spreyini bellerinde taşıdıklarında kendilerini rahat
hisseder. Araştırmalar, biber spreyinin, çoğu zaman meraklı bir ayının suratına
sıktığınızda onu caydırdığını göstermiştir.
Biber Gazı Spreyi
Ama kızgın bir ayının suratına sıkılan biber spreyinin etkisi
bilinemez, bazı insanlar bunun ayıyı daha da saldırganlaştıracağını
düşünmektedirler. Bu uzaklaştırıcının etkisi kuşku uyandırmaktadır ve bunu
taşımak da tamamen kişisel bir tercihtir. Dahası biber spreyi de sonuçta bir
gıda malzemesinden yapılmıştır ve geceleri çadırdan uzak tutulmalıdır.
Eğer özellikle saldırgan veya boz ayıların yoğun bir şekilde
yaşadığı bir bölgeden geçeceğinizi biliyorsanız, tek başınıza gitmeyi bir defa
daha düşünmeyi isteyebilirsiniz.
Çünkü bazı bölgelerde yalnız olduğunuzda hem yeterince ses
çıkarmak hem de çevreyi iyi bir şekilde gözlemlemek mümkün olmayabilir, bu da
tek başına gitme konusunda cesaretinizi kırabilir.
Yılanlar
Kafkas Burunlu Engereği (Vipera transcaucasiana)
Zehirli yılanlar Türkiye’nin bir çok bölgesinde bulunabilir.
Türkiye’de bulunan zehirli yılanlar içerisinde en yaygın olan ve en zehirlisi
engerek yılanıdır.
Su yılanları, sıcak bölgelerde, bataklık ve suluk bölgelerde
bulunurlar. Yılanlara genellikle kütüklerin ve kayaların altında rastlanır
Diğer bütün hayvanlar gibi tehdit edildiklerinde veya köşeye sıkıştıklarında
sinirli olurlar. Bir yılanı bu duruma getirmemek tamamen bizim
sorumluluğumuzdadır.
Bastığınız ve Tuttuğunuz Yerlere Dikkat Edin
İlk adım doğa yürüyüşü yapacağınız bölgenin zehirli bir yılana
ev sahipliği yapıp yapmadığını öğrenmektir. İkinci adım ellerinizle nereyi
tuttuğunuza, ayaklarınızla nereye bastığınıza dikkat etmektir.
Dengenizi sağlamak için bir kayayı tutmaya çalıştığınızda bir yılanın
barınağına doğru uzanıyor olabilirsiniz ve böyle bir yaklaşım yılan açısından
büyük ihtimalle hoş karşılanmayacaktır.
Yılanların bulunduğu bir bölgede Doğa yürüyüşü yapacaksam sağlam
botlar ve tozluklarımı giymeyi tercih ederim. Bastığım yerde eğer yanlışlıkla
bir yılanı rahatsız ederde ve bana saldırmaya da karar verirse, dişlerini
botumun kalın derisinden geçirebilmek için çok zamana ihtiyacı olduğunu bilmek
kendimi rahat hissetmemi sağlıyor.
Tıbbi Müdahale Görebileceğiniz Bir Merkeze Ulaşın
Düşük ihtimalde olsa bir zehirli yılan sokmasında, sadece yılan
sokmalarının yüzde ellisinde zehir olduğunu hatırlayın. Eğer yılanın ısırığı
zehirli ise batma hissi, aşırı yanma hissi, baş dönmesi, dermansızlık, hızlı
nabız ve güçlükle nefes almak gibi semptomlarla karşılaşabilirsiniz.
Arazide yapabileceğiniz hiçbir şey bulunmamaktadır; hemen uygun
panzehirin uygulanması için tıbbi yardım bulmanız gerekmektedir. Boşuna
kendinizi kesip ısırığı soğuk suda emmeye veya turnike yapmaya uğraşmaya, bütün
bunlar çok etkisiz tekniklerdir. En kısa zamanda tıbbi müdahale görebileceğiniz
bir merkeze ulaşmaya çalışın.
Örümcekler
Türkiye’de zehirli örümcekler bulunmamakla birlikte temkinli
olmak açısından zehirli örümceklerin de aynı yılanlar gibi köşeye
sıkıştırıldıklarında veya tehdit altında kaldıklarında ısırabildikleri
bilinmelidir.
Bundan dolayı doğadayken özellikle ellerinizi kullanırken,
kayalarda tırmanırken veya yakmak için odun toplarken dikkatli olun.
Hemen Tıbbi Yardım Arayın
Eğer zehirli bir örümcek tarafından ısırılırsanız batma hissi,
baş dönmesi, kramplar, gripte görebilecek semptomlar gözlenmektedir. Hemen
tıbbi yardım arayın. Ulaştığınız tıp görevlisine sizi sokan örümceği tarif
edebilirseniz size zehrin etkisini yok edecek doğru panzehiri verebilir.
Isırıldığınızda eğer başka bir doğa yürüyüşçüsü görürseniz onu
yardım bulması için yollayın ve hareket etmeden durmaya çalışın (bu, zehrin
vücudunuzda daha yavaş yayılmasını sağlayacaktır).
Zehirden kurtulmak için kanama olmasını sağlayın, ısırılan
bölgeyi soğuk, veya ıslak bandana ile sarın. Eğer mümkünse sokulan bölgeyi
kalbinizden daha aşağı bir yükseklikte tutun.
Doğa Yürüyüşü Yaralanmalar
Burkulmuş bilek, derinin su toplaması veya elinizdeki kesik gibi
ufak yaralanmaların nerede olursanız olun dikkatli bir şekilde üzerinde
durulması gerekir, ama tek başına doğa yürüyüşçüsünün durumu, bu konu üzerinde
ayrıca düşünmeyi gerektirir.
Bunun nedeni, yaralarınızın bakımını yapacak, yürümenize yardım
edecek, yardım istemeye gidecek veya karar verme yetiniz zayıfladığında sizin
için iyi kararları verecek kimsenin olmamasıdır.
Küçük yaralanmalar bile tek başına doğa yürüyüşçüsü için ciddi
bir tehlikeye neden olabilir, ciddi bir yaralanma ise çok çabuk ciddi bir
problem olabilir.
Bu bölümde tek başınızayken genel yaralanmaları nasıl tedavi
edeceğinizi ve yetilerinizi aşan yaralanmalara karşı ne yapmanız gerektiğini
inceleyeceğiz.
Riskler ve Ödüller
Öncelikle korunmakla ilgili olarak birkaç söz söyleyelim. Çok
iyi bir dağcı olan arkadaşlarımdan biri neredeyse her hafta sonu oldukça zor
zirvelere tırmanmakta veya geçilmesi imkansız gözüken sırtları geçmektedir.
Bir seferinde ona tüm bu yaptıklarını yapabilmesi için nasıl bir
psikolojiye sahip olduğunu, hiç korkup korkmadığını sordum. Bana bir faaliyeti
yapmadan önce bunun içerdiği riskleri ve ödülleri tarttığını ve olabilecek en
kötü senaryoyu düşündüğünü söyledi.
Eğer en kötü senaryo (örneğin 4 metrelik bir kenardan aşağı
düşmek) başına gelirse bunun üstesinden gelebileceğine inanıyorsa faaliyete
devam ettiğini aksi halde alternatif yollara yöneldiğini söyledi.
Daha Güvenli Alternatif Yolu Seçin
Buna benzer bir şeyi denemek isteyebilirsiniz. Herhangi bir
potansiyel riskli durumda (önünüzde uzanan kayalık bir bölge bir nehir geçişi,
boşluk hissi çok fazla olan bir sırt veya yaklaşmakta olan bir fırtına)
riskler, ve alacağınız kararların sonuçlarını değerlendirip buna göre karar
verin.
Geri dönmenin ve daha güvenli alternatif yolu seçmenin daha iyi
olacağını unutmayın.
Oradayken sık bir şekilde dinlenin ve nereye bastığınıza dikkat
edemeyecek kadar çok yorulmadan önce durun. İyi beslenin ve sıvı alın
böylelikle yaralanma riski azalacaktır. Doğa yürüyüşçüleri yorgun olduklarında
dikkatsizlikten kaynaklanan hataları sıklıkla yaparlar
Doğa Yürüyüşü Öncesi Önlemlerinizi Alın
Evinizi terk etmeden önce koruyucu önlemlerinizi alın. Bir ilk
yardım kursuna kayıt olun.
Diğer bir koruyucu önlem ise uyuşturuculardan ve stresten uzak
durduğunuz, sağlıklı gıdalar alarak, sportif olarak esnek ve fit olacağınız
şekilde sağlıklı yaşamaktır.
Alıştırma Yapın
Doğa yürüyüşüne çıkmadan önce vücudunuzu yürüyüşe ve çanta
taşımaya alıştırmayı isteyebilirsiniz, ilk önce kısa yürüyüşlerle hafif çanta
ile başlayın sonra gezinizin uzunluğunu ve çantanızın ağırlığını arttırın.
Performansınız ne kadar iyiyse doğa yürüyüşünün zorluklarının üstesinden o
kadar rahat gelebilirsiniz.
İyi bir formda olsanız dahi düzgün olmayan arazide rahat bir
Doğa yürüyüşü ve ağır çanta taşımada zorlanmamak için antrenman yapın. Bunlar
en iyi atletlerin bile yapmaya alışkın olduğu şeyler olmayabilir. Bütün
bunların yanında esnek olmak da çok önemlidir.
Antremanlara başlamadan ve bitirmeden önce esnetme hareketlerini
yapmanız yaralanma riskinizi azaltacaktır; uzun esnek kaslar daha hızlı tepki
verirler ve böylelikle burkulmalar ve kas zedelenmelerine karşı daha dayanıklı
olursunuz.
Doğa Yürüyüşü Su Toplamaları
Doğa yürüyüşlerinde en sık karşılaşacağınız yaralanma su
toplamasıdır. Su toplaması yanmadan kaynaklanır. Sürtünmenin oluşturduğu ısı
ile oluşur.
Botlarınız ve çoraplarınız cildiniz üzerinde sürtünerek bir süre
sonra su toplaması dediğimiz çok hassas yanık bir nokta oluşturur. Hassas
noktalar oluştuğunda bunları su toplamadan tedavi etmek bu işin hilesidir.
Su Toplamaları İçin Koruyucu Bantlar ve Tamponlar
Yanık noktanın çevresine tampon yapıştırarak bu etkilenmiş
alanda sürtünme oluşmasının önüne geçin. Bandajı bu bölgenin tam üzerine
koymamaya gayret edin, bu çok rahat olmayabilir. Su toplamaları için koruyucu
bantlar ve tamponlar her doğa yürüyüşçüsünün ilk yardım çantasında
bulunmalıdır.
Ben evi terk etmeden önce eski ince bir mattan daire şeklinde
ortası boş tamponlar hazırlarım, böylece arazide olduğum zaman zaman tamponlar
her zaman hazırdır. Yanmış bölgenin üzerine simit şeklinde tampon koyup üzerini
bantla kapamayı tercih ediyorum.
Bu şekilde bant yanan bölgeye dokunmaz ve bu bölgeyi temiz
tutar. Kendiniz için eczanelerde satılan veya kendi yapacağınız tamponların
hangisinin işe yaradığına bakın.
Enfeksiyon Riskine Karşı Müdahale Edin
Eğer yanmış bölge su toplamışsa ve yürümeye devam ediyorsanız
bunun patlamasına hazırlıklı olun. Böyle bir şey olduğunda hemen bu bölgeyi
temizleyin, antibiyotikli krem sürün ve üzerine steril bantla kaplayın, yaranın
enfeksiyon kapıp kapmadığını gözleyin.
Lokal bir enfeksiyon genelde kırmızıdır veya bazen cerahatlidir,
böyle bir durumun hemen tedavi edilmesi gerekir (Tedavi genelde antibiyotik kullanımını içerir) Eğer yaranızdan kırmızı damarların
yayıldığını görürseniz tüm vücuda yayılmış enfeksiyon olabilir, böyle bir
durumun hayati tehlikesi vardır. Hemen tıbbi yardım alınız.
Eğer tam gelişmiş bir su toplaması ile karşı karşıyaysanız,
durumunuzu değerlendirin. Size ne kadar çok acı veriyor? Bunun geziniz boyunca
iyileşmesi mümkün mü? Belki gezinizi kısaltabilir veya programınızı değiştirip
yaranızın iyileşmesi için bir gün dinlenebilirsiniz.
Su toplanmaları çok küçük ve önemsiz gibi gelebilir ama eğer
tedavi edilmezlerse sizi hareketsiz bırakabilir.
Doğa Yürüyüşü Yaralar
Kesikler ve çizikler gibi yaralar doğadayken oldukça sık oluşur.
Bir kayaya sürtünebilirsiniz, bir ağaç dalına takılabilirsiniz veya bir kökün
üzerine düşebilirsiniz.
Küçük yaralar hemen oksijenli su ile temizlenmeli ve enfeksiyon
kapmasını engellemek için üzerine steril bant yapıştınlmalıdır.
Eğer yara basit bir yaradan büyükse ve ciddi bir şekilde
kanamanız varsa, ilk öncelik kanamayı durdurmaktır. Yarayı steril bandajla,
temiz bir tişörtle veya bandana ile kapayın ve yaraya baskı yapın.
Eğer kanama devam ederse ve yarayı kapattığınız malzeme tamamen
kanlanırsa sakın onu yerinden kaldırmayın, üzerine temiz başka katlar koyun ve
baskıya devam edin.
Tek başına doğa yürüyüşçüsü devam edip etmeme konusunda karar
verirken ayrıca dikkatli olmalıdır. Eğer basit bir yaranın daha kötü olma
ihtimali varsa geri dönmek yalnız başınıza vahşi doğadayken durumunuzun
kötüleşmesinden iyidir.
Doğa Yürüyüşü Burkulmuş Bilek
Bu çok ani olur. Bir düşünün… patikada zıplaya zıplaya aşağı
inerken aniden bir kayaya takılıp bileğinizi bükersiniz ve ayakta zor durursunuz.
Yapacağınız ilk şey durmak ve yaralanmanın ne kadar kötü olduğuna bakmaktır.
Eğer bir çatırtı veya patırtı duyduysanız ve ağırlığınızı
bileğinizin üzerine veremiyorsanız, yerinize oturun çünkü hiçbir yere
gitmiyorsunuz.
Eğer basit bir burkulma (teknik olarak bağların esnemesi ile
oluşan bir yaralanmadır) olduğunu düşünüyorsanız bileğinizi soğuk bir dereye
sokup bedeninizden daha yüksek bir yere yükseltin. Yola çıkmadan önce bir
elastik bantla bileğinizi bantlayarak daha sabit olmasını sağlayın.
Şişme başlayınca yürüyüş botlarını giymek oldukça acı verir ve
siz iyi hissetmeye başlamadan yaralanmanız daha kötüye gider. Yürüyüş
batonlarını kaptığınız gibi hastane en kısa sürede gidin.
Doğa Yürüyüşünde İşaret Vermek ve Kurtarma
Eğer şiddetli bir burkulma, yerinden çıkma veya kırılma gibi
daha ciddi bir yaralanmanız varsa tıbbi yardıma kendi başınıza ulaşmanız mümkün
olmayacaktır.
Yalnız gitmenin en açık tehlikesi de buradadır. Nerede Doğa
yürüyüşü yaptığınıza bağlı olarak size yardımcı olabilecek başka bir Doğa
yürüyüşçüyle karşılaşmaya çalışmalısınız.
Olduğunuz Yerde Kalın ve Kurtulmayı Bekleyin
Eğer böyle bir şey olmazsa vermeniz gereken önemli kararlar var:
Olduğunuz yerde kalın ve yardım sinyali vererek kurtulmayı bekleyin veya
kırığınızı ya da yaranızı sabitleyerek değneğinizle kendinizi bulunduğunuz
durumdan kurtarın.
Bazı durumlarda en iyi şekilde sabitlenmiş bir kırıkla bile çok
fazla uzağa gidemezsiniz. Eğer yaranız çok ciddi ise yardımın size gelmesini
beklemekten başka bir şansınız olmayabilir.
Ailenize ve koruculara bıraktığınız faaliyet raporu sayesinde
kurtarma operasyonunun düzenleneceğini düşünün.
Geriye dönmediğinizden sizinle ilgili bir arama başlatacaklar ve
verdiğiniz gezi programı sayesinde sizi nerede aramaları gerektiğini bileceklerdir.
Yardım istemek için evrensel bazı işaretler
Üç defa çalınan kısa ıslık veya düdük çevrenizdeki Doğa
yürüyüşçüleri ve kurtarma ekiplerini sizin bulunduğunuz yere yönlendirir.
Ufak bir ayna vasıtasıyla güneş ışınlarını yansıtarak çevrede
bulunabilecek hava taşıtlarına varlığınızı gösterebilirsiniz. Kurtarıcılara ne
civarda olduğunuzu bildirebilirsiniz.
En önemlisi sabırlı olun. Sizi bulmaları uzun zaman alabilir.
Yaranıza bildiğiniz en iyi şekilde bakım yapın; iyi beslenmeye ve sıvı almaya
çalışın, ayrıca sıcak kalmaya gayret edin. Bunlar kurtulma şansınızı
arttıracaktır.
Arama kurtarma ile ilgili bazı notlar
Bu servisler tipik olarak gönüllülerden oluşmuştur. Kurtarmalar
kurtarıcılar için genelde çok fazla risk içerirler. Kurtarma operasyonları aynı
zamanda oldukça pahalıya mal olurlar.
Bu ve diğer birçok nedenden dolay, ancak gerçekten yardıma
ihtiyacınız olduğu zaman yardım sinyali verin.
Sadece hafif bir şekilde yaralanmış, yorulmuş ve üşümüş
oldukları halde bazı Doğa yürüyüşçülerin kendileri yürüyerek kurtulabilecekken
helikopter desteği ile kurtarma talep ettiklerine birçok defa rastlanmıştır.
Doğa Yürüyüşünde Diğer İnsanlar
Önemli bir sayıda doğa yürüyüşçüsü diğer insanlardan
korktukları için tek başına gitmekten vazgeçmektedir. Bu kesinlikle haklı bir
endişedir; özellikle saldırılara daha açık olan tek başına giden kadınlar için.
Buradan şunu çıkarabiliriz: Eğer doğada geçireceğiniz vaktin
çoğunu korkarak ve yalnız hissederek geçirecekseniz tek başına gitmeyi
tekrardan düşünmelisiniz. Eğer alacağınız riskleri bilerek ve bunları rahat bir
şekilde kabullenerek çıkmaya karar verirseniz büyük ihtimalle eğlenceli bir
tecrübe yaşayacaksınız.
Sadece doğa yürüyüşü değil birçok yerde ve birçok durumda
olabilecek ve önlemini önceden düşünerek veya antrenman yaparak alamayacağımız
muhtemel bazı riskler vardır. Bir miktar riski almayı kabul etmemiz gerekir,
aksi takdirde hiçbir şey yapamayız.
Potansiyel bir saldırganın cesaretini kırmak için bazı önlemler
Öncelikle tanımadığınız yabancılara tam olarak rotanızı
söylemeyin, gezinizle ilgili bilgileri paylaşırken ki rahatlığınızı bu
bilgileri saklarken de gösterin. Günlük yürüyüşlerimde bile insanların bana
yalnız olup olmadığımı sormaları hiç alışılmadık bir şey değildir.
Genellikle bana soru soran insanlara karşı iyi hislerim vardır;
benim iyi olmam konusunda veya ne yaptığımla ilgilenmektedirler.
Yalnız Olduğunu Belli Etmeyin
Ama eğer sordukları sorularda beni rahatsız eden bir şey varsa
onlara “Arkadaşlarım gelmek üzere derim,” ve köşeden dönüp beni takip ediyorlar
mı? diye arkama bakarım. Devam ederim ve bu insanlar benim yalnız seyahat
ettiğimi anlayana kadar ben çoktan uzaklaşmış olurum.
Nerede kamp yapacağım sorulduğunda genellikle geceyi nerede
geçireceğime karar vermediğimi söylerim. Genel hislerinizi kullanın: Eğer bir
insan sizi azıcık olsa da rahatsız ettiyse oralarda çok durmayın. Rahatsız olma
durumunuza göre yolunuza devam edin veya başka insanlarında olacağı kalabalık
bir bölgeye gidin.
Tek başına doğa yürüyüşüne gidiyorsunuz diye diğer bütün
yürüyüşçülerle iletişim kurmayı red etmeniz gerekmez. Düzenli bir şekilde
kullanılan patikalarda Doğa yürüyüşü yapmak ve popüler kamp alanlarında kamp
kurma eğlendirici ve rahatlatıcı olabilir.
Başkalarıyla Beraber Kamp Yapıyormuşsunuz İzlenimini verin
Özellikle ilk tek başına yürüyüşlerinizde çevrenizde
başkalarının olduğunu bilmek sizi rahatlatacaktır. İyi bir kombinasyon: Eğer
başınız belaya girerse size yardım edecek başkaları var, ama horlayan çadır
partneriniz hala yok!
Aynı zamanda başkalarıyla beraber kamp yapıyormuşsunuz
izlenimini vermek kötü bir fikir değildir. Kampınızda çadırın kapısının önüne
yürüyüş botlarınızı ve kamp ayakkabılarınızı koyarak, malzemelerinizi de
dağıtarak sizden başka birisi daha varmış gibi görünmesini sağlayabilirsiniz.
Doğa Yürüyüşü Avlanma Mevsimi
Önceden tasarlanan bir saldırıdan korkmama rağmen, av mevsiminde
her zaman dikkatimi daha da arttırırım. Aklımda acemi bir avcının beni
yanlışlıkla vurması ihtimali daha ağır basar.
Popüler mevsimlerde ormanlardan uzakta durmak veya avcılığa
kapalı bir bölge seçmek akıllıca olur.
Eğer avcıların olduğu bir yerde dolanacaksanız kazayla vurulma
ihtimalini azaltmak için yapabileceğiniz birkaç şey vardır.
Öncelikle av mevsimlerinin ne zaman olduğunu öğrenin. Hangi hayvanların
avlandığını ve bu hayvanların nerelerde yaşadığını öğrenin ve bu bölgelerden
uzak durun.
Kırmızı, turuncu gibi parlak renkli giysiler giyin ve ana
patikadan çıkmayın.
Avcıların sizi ormanda gezen bir geyik sanmaması için ses
çıkararak insan olduğunuz konusunda avcıları uyarmak iyi bir fikirdir.
Doğa Yürüyüşünde Etik Prensipler
Getirdiğiniz her şeyi geri götürün (ambalajlar, yediğiniz
elmaların çöpü ve kullanılmış tuvalet kağıtları gibi).
Patikada kalın. Kestirme yollardan gitmeyin ve hiçbir şekilde
patikayı genişletmeyin.
Doğal Hayatı beslemeyin ve tahrip etmeyin, özellikle de kültürel
önemi olan bölgeleri.
Bir su kaynağında hiçbir zaman sabun kullanmayın. Giysilerin ve
bulaşıkların temizlenmesi ile banyonuzu, su kaynağından en az 70 metre ileride
yapın.
İnsan dışkılarını su kaynağından en az 70 metre uzakta 10-20 cm
derinliğindeki bir çukura gömün.
Diğer Doğa yürüyüşçülerin yanında teknoloji (cep telefonu veya
dizüstü bilgisayar) kullanımından sakının.